Nazım Hikmet vapuru
Deniz ile arasına
Dökülen asfaltı kırar
Ve özgürlüğüne kavuşturur
Salacak iskelesini
Batmak pahasına
Can Yücel vapuru
Alaycı bir düdük çalar
Savaş gemilerine
Ki rakı şişeleri asılıdır
Can simitlerinin
Yerine
Attila İlhan vapuru
Keyifle yarar suları
İçinde çünkü sevgililer öpüşür
Ve güvertesinde
Sigarasını rüzgara karşı yakan
Bir katil üşür
Edip Cansever vapuru
Denize yansıyan
Otel ışıkları altında
Gider gelir Boğaz'ın en uzak
İki iskelesi
Arasında
Orhan Veli vapuru
Evlerine taşırken
Telaş içinde insanları
Küpeştesinden atılan
Simitleri kapışır
Martı kuşları
Cemal Süreya vapuru
Akşamüstleri giyince
Işıklı elbisesini
İnce bir duman savurarak havaya
Dansa kaldırır
Kız Kulesi'ni