Yalnızlık gecelerimde elektrik kesintisiyle süslenmiş eşyalar dolu bir oda da oturmaktayım.
Tavanın beyaz oluşu adeta, bir güneşin parlaması gibi ruhumu aydınlatıyordu. Odanın içi o kadar sessizliğe bürünmüştü ki yüreğimin sesini duyabiliyordum. Başımı hafif sağa çevirerek salona doğru baktım, sanki güneş batmış ama gökyüzüne ay çıkmamış gibi zifir bir karanlık çökmüştü...
O karanlığın içine yönelmeye başladım, yavaş adımlarla yürürken birden ayağımın altında sızlanma olduğunu fark ettim. Aşağıya doğru eğildim, bunun sebebini neydi diyerekten bir oyuncak olduğunu anlamıştım.
Saniyeler sonra yoluma kaldığım yerden devam ederken, bu sefer divanın açıkta olan demir bacağına, ayağımın başparmağını vurmuştum. Acısı beni adeta büyülüyor, hareket bile edemiyordum. Kendimi yere atarak iki elimle ayağımın başparmağını ovuşturuyordum...
Dakikalar sonra sızlama geçmiş, fakat burnuma farklı kokular geliyordu. Ayağa kalktım topallayarak bu koku nereden geliyordu diye burnumla derin nefes almaya başladım.
Bu koku aslında kötü bir koku değildi, aç olan midemin açlığını gidermek için gerekli olandı.
Tahminimle yakınlarda birileri mangal yapmış, o etin kokusu bizim evin bir köşesinden içeriye sızıyordu...
Kokuyu takip edip mutfağa kadar gelmiştim ki, bir de ne olsun pencerenin açık olduğunu gördüm. Pencereden dışarıya başımı çıkardığımda muazzam havanın olduğunu anlıyordum. Rüzgâr sert bir şekilde yüzüme adeta tokat atar gibi bana saldırmasına rağmen, onu süsleriyle benek benek nokta bırakan çisesiyle yüzüm şekilden şekle giriyor, saçlarım sağa doğru bir akımla dalgalanıyor, kulaklarım ateş gibi yanıyor ve hafiften burnum akıyordu...
Bu havanın şartlarına teşekkürlerimi sunmak için derin nefes alarak o güzelim kokuyu içime çekiyordum. Aradan zaman geçmesiyle etrafıma bakınarak bir ışık görmeye çalışıyordum. Ama çaresizliğim söz konusu olmuştu. İçeriye çekildim, pencereyi kapattım ve ağır adımlarla tek çarenin uyumak olduğunu, en azından rüyam aydınlık olacağını düşünmüştüm. Yatak odama doğru yöneldim, yatağımın başına gelerek güzel bir şekilde yatağının örtüsünü aldım ve bükerek hemen baş uçumdaki sandalyenin üzerine koydum. Sonra yorganımı geriye doğru açarak ve yastığımı düzelterek yatağıma oturdum.
Sabah erken kalmak için çalar saati mi altıya kurarak ve dua mı ederek, yatağıma uzandım, üzerime yorganımı alarak derin bir uykuya daldım...