sis bombaları atılmış gibi
ağır puslu duruyor
bu gurbetin ilk akşamı
tütsüsü de yayılmış sonbaharın
çiçeklerle beraber düet ediyor sanki
gece mızıkacıları cırcırlar
ben sonbahar da gurbetteyim
gurbet bana yabancı...
devasa halleri var sanki bütün evlerin
sanki ben başka bir gezegende misafirim
sanki benim küçücük ellerim var
küçücük ayaklarım
sanki ben küçücük bir cüceyim
küçücük olmuş,küçücük benim yüreğim
ben sonbahar da gurbetteyim
gurbet bana yabancı...
hiç alışık olmadığım bir hadise
kuşluk vaktine doğru akıp gidiyor
kanarya tüyü sarısı zaman
bir sonbahar treni geçiyor
ağır kömür kokusuna dayanamam
ben sonbahar da gurbetteyim
gurbet bana yabancı...