Sancılarının umursanmadığı iklimde
Karakış ayazında derdin
'Sabaha kadar gelmeni bekledim.”
Gelmişim.
Keşke hala saçlarında olabilse ellerim.
Keçi yününden çullar serilmiş.
Yüz görümlüğü fakirliğe
Karyola önünde
Uzak mesafeler bilmeyen gözlerine
Bereketsiz toprak nasırdan ellerindeydi
Belki de bu yüzden parmakların hiç pamuk gibi olmadı
Ben yine de ellerini özlerim.
Cennet –anneyi anlayamadığım zamanlardı.
Parfüm kokulu kadınlarla karşılaştırıp seni
Sonra utancımdan öleceğimi bilmezdim.
Ne bir kundura gördü ayakların
Ne de kürklü manto gördüm üstünde.
Kaderleri sana benzeyen milyonlara inat
Dizginlenemeyen heveslerde kaybettim kokunu.
Saçlarımı okşayan kadın,
Saçlarını okşadığım kadın
Yollarıma bakan kadın ,
Yollarına hasret kaldığım kadın.
Acılarının dinmediği kimsesiz dünyanda
Karayazıları hayatın derdin
'Oğlun kızın olsun, bilirsin.”
Bildim.
Pusulasını kaybeden gemiyim fırtınada.
Yalnızca hafızamda kurşun gibi
Son sözlerin:
'Ya sen gelmeden ölürsem”