Beyaz saçlı adam kanserdi
Bunu hiçbir zaman bilemedi
İnancı vardı biliyordu, öleceğini
Vardı yürekten en aczi yeti
Hasreti vardı ardında bırakacaklarına
Kefaret taksiratında biriken günahlarına
Dayanmak istiyordu acılarına
İsyan etmeden
Bir resim hep aklında kalmıştı sürünen bir çocuk
Ve ardında taze ölüyü bekleyen akbaba
Nasıl dayanmıştı bu insanlık ve o çocuk bu acıya
Ve annesi kahrolurken yavrusuna
Sığınıyordu Yaratanına
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Allah'ım diyordu, nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Yusuf ardında bıraktığı Yakup'un gözyaşlarına
İbrahim bırakırken yavrusunu çöl ortasında
Nuh ağlamamışıydı ardından acaba?
Sular ortasında iki dünyasını da yakan yavrusuna
İçinden Eyüp diyordu ya Eyüp nasıl dayandı onca acıya
Sığınıyordu Yaratanına
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Yetimler yetimi çöl ortasında ki asalet
Yakarırken ümmetim diye, yüce merhamet
Allah'ın en sevgilisi yaratanına
Affet beni derken günahsız olduğunu bile bile
Sığınıyordu Yaratanına
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Hamza'nın yüreğini sökende
Aynı yüreği dişleyende
Zalimlerden birer zalimdiler
Saltanatları bir hiç şeytanın vefası kadar
Dua ediyordu ihtiyar
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Dünyaya diyordu ki Günah denizi
Çirkin fahişe, sevmiyorum seni seveni
Allahtan geldik ona dönücüleriz
Ben sizlerden fazla yaşayacağım ölsem bile
İdam sehpasını göre göre
Zalim'de yaşayacak diyordu
Lakin sadece zulmü kadar
Asılırken halkının yüreğinde çöl aslanı
Sığınıyordu yaratanına
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Allah'ım diyordu nakkaşım sensin
Vurduğun her mühür bedenimde
Senin eserin
Ya Rap sığınıyoruz bu gece sana
Herkesin yanında taşıdığı kor ateşi var
Lakin günahlarımızın cürümü dağlar kadar
Affet bizi Ya Rap! Yerde ve gökte ne varsa senin eserin.