Mistik bir yürüyüş bu
Rüzgârların kurumuş çalıları uçurduğu
Vadilerden çöllerden dağ aralıklarından
Islıkları yapraklarda asılı kalan
Asırların arasından ruhum geliyor
Uzun çok çok uzun bir yolculuk.
Çadırlar bir kuruluyor bir toplanıyor öbek öbek
Ateşler yakılıyor dağlarda
Gece karanlığında
Göç yolunda atalarım
Beni taşıyorlar damarlarında
Vuracak, çekilmiş kaderim
Yay gibi, alnımın ortasında
Toplanıyor insanlar yüreğime, seviyorum
Ziller tefler ne varsa mistik, ağıtları bile
Bakışları var kẩ hin gibi en derinlerde
Yiğitleri var ruhumun haklı, cesur dimdik bir savaşçı
Kızları var aşkları asil, tertemiz bir ay parçası
Mistik bir yürüyüş bu
Bir çiğ damlası gibi ürkek
Savaş yeri kadar yırtıcı ve vahşi
Davullar çalınıyor bir yerlerde
Bir yerlerim kuşatılıyor eminim
İçimde bir medeniyet doğuyor
Sessiz sessiz
Toprak, ayaklarıma serpiliyor
Üzerimde yürü diyor gücün oldukça
Sen bana daha yakınsın her adımda
Ben ise dörtnala doludizgin
Alev yeleli asi taylar misali
Dört bir yana dağılıyorum
Mistik bir yürüyüş bu
Gözlerimi kapatıyor olanları görüyorum
Göğsüm sert, bir yerlerde cansız, yatıyorum
Dalgalı saçlarım uzun ve ıslak, toprağa akıyorum
Güvercinler kanatlanıyor kalbimden göğe doğru
Bebekler şarkı söylüyor anne dudaklarında
Mutluyum sonsuzlukta sonsuzum.