Bir mart gecesi, yağmur yağıyordu.
Mezar taşları ağlıyorlardı:
Niçin bizim ağaçlar gibi
Köklerimiz yok?
Bir mart gecesi, gök gürlüyordu.
Sızlanıyordu hayaletler:
Niçin gecikti bu kadar şenliğimiz bu yıl?
Gözyaşları, şarap, tomar tomar kâğıt gerek bize.
Bir mart gecesi, rüzgâr esiyordu.
Düş görüyorlardı kurumuş ağaçlar:
Sevimli ilkbahar nerede?
Atılgan yeşillerimizi, utangaç kırmızılarımızı istiyoruz.