Zalimliği bildiğin gibi, aklını kullanmayı da bil,
Dili bağlı sabrımı daha çok hor görüp üstüme varma;
Yoksa bakarsın ıstırap dili çözüverir ve çözülen dil
Görmezden geldiğin acıları açığa vuruverir sonra.
Sana biraz akıl vereyim istersen: Sevmesen de beni,
Sevdiğim, seviyorum desene hiç değilse yalandan;
Ölüm döşeğinde çaresiz yatan huysuz hasta da hani,
Sağlık haberinden başka şey duymak istemez ya doktorundan.
Umudumu yitirirsem eğer, aklımı da yitirebilirim çünkü,
Ve çılgınlığımla kötü konuşabilirim senin hakkında;
Her şeyi kötüye yoran şu dünya da öyle soysuzlaştı ki,
Akılsız kulaklar hazır, akılsız iftiracılara inanmaya.
Gel ne ben böyle olayım, ne de sen iftiraya uğra;
Gözlerine hâkim ol, serseri gönlün bildiğini yapsa da.