Eski zamanda güzelden saymazlardı esmeri,
Saysalar bile, onu güzel diye anmazlardı;
Ama esmer, güzelin mirasçısı oldu çıktı şimdi,
Gerçek güzelse utançla, piç gibi ortada kaldı.
Önğne gelen, Doğa'nın fırçasını kaptığıyla,
Aşırma suratlara çirkini aklamaya başlayalı,
Ayağa düştü güzellik, saklanır oldu utançla;
Ne adı kaldı artık geride, ne kutsal çardağı,
Gözleri kuzgun karası benim sevdiğim kadının da,
Yüzü dersen, uygun renkte; matem tutuyorlar yan yana;
Açık tenli doğmadıkları halde, sahte suratlarla,
Yaratılışa leke sürercesine, güzellik takınanlara.
Öyle yakışıyor ki ama yas tutmak da hüzünlerine,
Güzel dediğin böyle olur, demeden edemiyor kimse.