''- Onu seviyor musun? '' diye kurulumu basit, cevabı bir gemiye güverte olacak kadar mühim bir soruyla karşılaşırsam bir gün;
Münih'ten bir bestekar yardım etsin bana,
İtalya'dan bir ressam,
Ülkemden bir şair.
Ben tek başıma anlatamıyorum seni.
Klasikleşmiş şarkılar gibi,
Korumaya alınmış bölgeler gibi,
Önemli ve daimi;
Seni.
''-O da seni seviyor mu'' diye sorduklarında,
Bir ney yardım etsin bana,
Üzerinde bir kaç delik, nefesi 70 senelik.
Bir kontrbas,
Bir klarnet.
Ben tek başıma duyamıyorum sevmediğini.
İdam sehbasında edilen tövbe gibi,
Gerçekten küçük olmak isteyen çocukların yemini gibi,
Gerçek ve sahi;
Seni sevdiğimi,
Anlatsın bir ilimci.
Ben tek başıma anlatamıyorum, sen yokken üzülmediğimi.
Kader deyip geçmediğimi.
Vazgeçmediğimi.
Seni; uğurlu sayım, en sevdiğim renk, en büyük hayalim, tutkum, hobim,
yar'ım,
Yaradan'ımın hediyesi bildiğimi.
Senden öteye geçmediğimi.
Bitiremediğimi.
Sevdiğimi.
Seveceğimi.
Anlatamıyorum sevgilim;
Beşeri bir aşkın ne kadar ileri gidebileceğini.