EKSİK-SİZ
kıyısını arayanlara ve feray'a
yüzünde duran ışığı içine düşür
sokaklarına vursun en tenhana
-göreceksin-
keşke demişsen dün aklına takılan uçurtmadır
uzan geriye kuyruğundan yakala Ş'yleri
çocukluk insanın yalın hali hatırla
açıp düğmelerini uyandır bez bebekleri
yeniden kur salıncağını yeniden düş
her köşeyi okşayarak geçiyor zaman
bak kaç taş yuvarlanacak ellerine acıtmadan...
üstünde bir parmak hüzün
yaz olsun en terli harflerden seç
göğsüne yatır A'yı
kaleminle oyaladığın hüznü indirip yüzünden
tırnaklarınla birlikte törpüle acılarını
kes at yeniden uzat
renklilerle beyazları ayır ayrık otlarını arın
bak aldan mora bahçen ve kovanın…
üstünde sarhoş ayaklar
içinde duran sesi dile düşür
rüzgâra çarpsın en uzağına
-duyacaksın-
ege dökülecek içinden bıraksan
alıp yükünü açılacak orta yerdeki G'mi
dalgalanır saçların durulur sular
uzat en hafif bileklerini ve ellerini
iskele babalarına büyüdüğünü söyle
güneşi doğur sancılarından düş toprağa
bak nasıl çiçek açacak eteklerin...
üstünde ovsan çıkmaz lekeler
tüm sözcüklerden geçelim
giyip giyip çıkaralım gel
kadınlar için biçilmiş tüm elbiseleri
kırmızı başlığımızı takıp en son
kayıp ormanda bulalım kendimizi
ezberimizde kurtlara masallar
en ütülü giysiler gölgelerimizin...
hiçe kadar soyunalım
unutup hatırlasak, hatırlayıp unutsak
belki tamamlarız
eksik yüzümüzü
güneşe tutsak dolunay