Sığ bir kıyıdan, kalabalık sulara çıkılabilir,
Yıkasan diyorum; ellerinin ıssızlığını.
Dudaklarını yakan bir izmariti tükürür gibi,
Yabana atmasan yüzünü… Yüzün ki;
Bir gözaltı kampı; saklısında bu kentin, Gözlerindeki
Işık seni ele veriyor; bir Ortaçağ
Kentinin surlarından düşüyorsun yüzüne. Alnında
Savunma siperlerinin tel örgüsü; yasak kent! ..
(Her türlü giriş ve çıkış izni belirsizdir.)
Kaldırsan diyorum; yasaklamanın her halini; - Geçmiş
Zaman olur ki; - bir ölü tufan şimdi… Batmış gemilerden
Umar yok! .. Beklemesen diyorum; ölü martıları…Gözlerinin
Işığı artacak belki; kapamasan diyorum; perdeleri.
Loş odalarda hüküm süren zamanın hırçınlığı; Anlamına
Aşk düşmeyen sözcük grubu; gözaltı kampı,
Kanatsız kuşlar düşüyor saçak altlarına, Kuşluk vakti
Çöküyor akşamın hüznü. Sığ sulardan balıkçılar göçüyor, Takılsan
Diyorum; bir teknenin pervanesine, Bir elin balık,
Bir elin kürek olsa sularda, yakamozları ağırlasan…
Sil baştan sevmelere çıksan diyorum; Bir deniz
Teknesinin pervanesinde yansan döne döne, Balıkçının
Ekmek derdi olsan, balığın yem, suların mavi..
Eyy, göğsünün ambarına düşlerini kilitleyip, Ömrüne
Gardiyanlık biçen adam! .. Uykusunda,
Dişleriyle cam öğüten değirmen yalnızlığı, eyy…
Soyunsan diyorum; soyunsan da, gardiyan gözleriyle,
Bakmasan göğsündeki ürpermeye. Anlamına aşk
Karışsa yüzünün. Bu kampı kapatsan diyorum; Bir yasak
Kırılsa ansızın ellerinde. Susmak yitirse her şeyini, Söz kalabalık
Sularla dönse altına.
Çoğalsan diyorum! .. Çoğalsan..