Bir gün daha bitiyor sevdiğim...
Ben evime dönüyorum, günbatımında.
Güneş günün son raporunu çiziyor ufka,
Yorgunluğuna binip, gitmeden akşama.
Kent evine dönüyor sevdiğim
Gürültüyle, telaşla dönüyor.
Havada kentin günlük sesleri,
Akşam güneşinin son ışıklarına karışıyor.
Güneş emiyor karışan sesleri ve
Son renkleriyle harmanlayıp,
Akşamın resmini çiziyor kentin batı ufkuna...
Ben seni okuyorum, yorgun güneşin fırça darbelerinde.
Kara gözlerin yanıyor biten günün ufkunda ve
Bir -seni seviyorum- rengi çığlık çığlığa düşüyor fırçanın ucundan,
Ben de seni, sevdiğim, ben de seni...
Bir evsiz hayalindeki evi çiziyor bulutlara,
Kırmızı kiremitli de, mutluluk boyalı.
Bir aşk satıcısı beliriyor yanan akşamda,
Sinekten yağ çıkarmanın pişkinliğini giyiniyor.
Işıltılarla yanıyor aşk sokağı;
Kıpkırmızı dudaklar, kıpkızıl saçlar ve şehvetin sesi yanıyor.
Bir erkek ayaküstü aldatmalara koşuyor.
Zonklayan kasıklarının yasak meyvesini dişleyip,
Dinlenmiş ihanetini yudumluyor kadehinde.
Karşısında bahanesi oturuyor aldatmanın,
Kronik mutsuzluğuna sığınıp kendini yakıyor akşamda.
Kent evine dönüyor sevdiğim...
Yalanlar, üçkağıtlar, ihanetler sokakların zulasında...
Güneş de evine dönüyor sevdiğim ve
Güneşin zulası yok...
Aşk ayan beyan bir resim güneşin fırça darbelerinde.
ve biz o resimde yanan bir tümceyiz sevdiğim...
Ben de seni, sevdiğim, ben de seni...
Seviyorum....