Dibi yırtılmış kağıttan bir gemideyim,
Bin yıllık tufan, bin yıllık fırtına sanki yokluğun.
Zifiri karanlıktayım, umarsız çaresiz
Yokluğunda boğuluyorum, dibe çökmekteyim hızla.
Işık azalıyor, bedenim hâlâ hayatta
Ama ruhum ölüyor...
Hiçbir el, hiçbir ten çare olmadı,
Hiçbir kahverengi, senin gözlerindeki gibi anlam kazanmadı
Ve daha önce hiçbir fırtına, beni böyle alabora etmedi.
Dibe çöküyorum, ışık hızla azalıyor, boğuluyorum.
Işığa doğru uzattım elimi,
Ya tut şimdi, ya da dibe it beni.