METROPOL AŞKLARI II
Firdevs'e
"Geceyi burada geçirdiler
Rıhtım'ın karşısında
Martıların sabah şarkısında uyanan
Su ile yaralanacakmış gibi duran
Dudakları hala -öldüklerinde bile- çatlak
Tenleri hala biraz kırmızı utancın tatlı ateşiyle
Uyuduklarında şehir sustu
Geceyi burada geçirdiler
Rıhtım'ın karşısında, penceresinden deniz görünen
Apartman katında"
Şehri dolanıyorlar şimdi
Sormuyorlar Kadıköy'de neden pencereleri merakla açılır aşkın
Soğukluğu ve durgunluğu nasıl aşılır gecenin
Tenleri ucuz viski ile sarhoş
Akılları yalnız bir adanın yalnızlığında
Özenle seçilmiş hüzünlerde tüketirler
Eksiltirler düşleri hep, hep düşleri eksiktir
Sonra birden öpüşmeye başlarlar,
İki dudak, dudaklar, içlerinde sevgisizliğin açık tehtidi
Bazen susmazlar, konuşurlar, kadıköyde rıhtımın karşısında
deli bir piyangocunun parmaklarının dolandığı
ve bizim kader dediğimiz o amortinin
kendilerine vurmasını isteyen küçük çocuklar
parayı kazandıklarında
ilk işleri bir martı evi açmak olan
mutsuz gece bekçileri sevdanın
onlar olmasa ne güneş doğacak
ne çiçek açacak
ne şehir katran karası irininden sıyrılacak
ne de beyaz olacak
onlar
metropol'un aşkını kınından sıyırır, dirençle taşırlar
sevişmeleri eksikse bize ne
önümüze koyarlar yırtılmış dillerini ve damaklarını
öpüşlerini sererler gizliden gizliye
oysa biz onları hiç sevmezdik
kadıköyde bir evde
öldüklerinde
öldüklerinde
rıhtım'ın karşısında geçirdiler
geceyi
sonra soğuk
birden
çöktü
metropol bindi üzerlerine
aniden aşk
birden ayrılık
ve baki kalan sevgilerinin en derin yerinde
susuş
en sevdiğiydi bu kadının, beyaz tenine taparcasına
susuş
sözcükler, bu sözcükler işte
anlamıyorlar ki bir tanem
dağınık imgelerde ortada gün gibi duran
ah yalnızlık
gece kağıda bıraktığımız
her sabah biraz daha silinen umutlarımız
kendimizi kanatarak canlı tuttuğumuz
sevda.