İçin için susup,
Yüreğinde darağacına gönderdiği o sevişmeleri haykırmadan,
Bütün doğurganlığı ile küsüp,
Gönlü gibi sevdiği o dizelerin,
Şiirlere karışmasını izledi.
Gülüşünü kaybettiği yere bakmadı bile.
Gördüğü tarifsiz acı,
Umutsuz yalvarışlardı hep.
Döndü durdu etrafında.
Kokusunu arayıp,
Teriyle ıslandığı o yatakta öldürdü masumları.
Resmini yüreğine karaladığı anıyı,
anmadı,
onsuz da oldu
velveleye vermedi kaderi.
Aslında hep onla savruldu rüzgarda.
Kadın gibi sevip,
Biz diye çıktığı yolda yalnız kaldığı gün,
Er gibi öldü o mecliste.