Yüzün;
Eski zamanlardan kalan
İnce bir hüzün.
Durmaksızın ağlayan bir çocuk
İçime mavi buzdan kaleler döşüyor
Uçuşan sayfalar, girip çıktığım odalar,
Kaç asırdır ezbere bildiğim anılar
Bembeyaz buza kesmiş
Issız ara sokaklar ve dingin caddelerle
Tek başınalığı yaşıyoruz
Yitirdikçe betiklerin liriğini
Dönsem,
ki dönebilirim, çoğalabilirim sevgiyle
Çevirebilirsin bu yokuştan ve ayazdan
İşlenmiş bakır tepsi gibi
Işıldayabilir, artık küfe vuran umutlar
Birdenbire, ansızın
Yüreğinde esrik bir tutkuyla
Koşarak ya da ağıraksak
Geç kapılardan, bahçelerden,
Yağmur ışıklı başıboş caddelerden
Düş yollarına gecenin ve sevinin
Alacakaranlığında zamanın
Var gel artık,
Gel uzan ellerime
Ellerim de kar çiçekleri