Bir uyku boyundaymış yaşam
Sandığım kadar büyük değilmiş oysa
Hep yarınlar için yaşadım hep
Bugün nasıl geçti bilemedim
Sana en son ne zaman söyledim
Bir rüzgar gibi
Saçlarımı okşayan
Sesini sevdiğimi en çok
Ya da bembeyaz karlara dağılan
İncecik ellerini?
Hayır!
O masa dursun yerinde
Sessizce duran vazo da
Kaldırmayın
Üstünde umut kırıntılarım var
Hiç silmedim, süpürmedim ki...
Önce düşler toplandı
Sulu boya düşlerdi, su içinde dağıldı
Ne eşyalar toplandı, ne valizler
Ne de bilet alındı bir istasyondan
Beklesem de, bilsem de
Yine de can acıttı gidişin
Bu kaçıncı yıl saymadım
Çıkarıp attım kolumdan saati
Rüzgarın hırçın yelesine savurdum takvim yapraklarını
Geçmişin aynasında sıkışan gölge oyunlarıyla
İki dudak arasında kaldı ismin
Hiç çıkarmadım yüreğimden, çıkaramadım
Hayır!
O aynalı konsol dursun yerinde
Üstünde kadınla erkeğin
Satranç oynadığı biblo da
Kaldırmayın
Üstünde dünlerim ve
Yaşayamadığım bugünüm var
Anılar mı?
Fotoğrafa düşen
Birkaç gölge şimdi
Sadece..