Mor bana dağları anımsatır
Bir çırpıda içtiğimiz üzüm suyu ya da
Düşlerimizi beslediğimiz masallarda
Konuşan ve sonsuz yalnız
Eflatun dumanlı koca dağları
Uzansam dokunasım
Gitsem varasım gelir
Banliyöler, metrolar,
Rüzgarlar geçiyor
Gencecik yüreğimden
Damarında geceyi büyüten yaprak
Kozasında saklıyor beni
Düşümde saklı mor dağlarım var benim
Çakılmışım, kalmışım
Kendi özümde, olduğum yerde
Tutkum kara inat
Topraktan göğe uzuyor
Gitsem gidemiyorum
Bir adım öteme düşmüyor gölgem.