Nehirlerin ve evlerin içinde
tiz ıslıklar gibi uğuldayan
Yabanıl bir usançla
Durmadan ağlıyor
Durmadan kadın
Ne tuhaf!
Buz gibi
Çığlık gibi
yırtıcı hayvan sürüsü gibi
Parçalıyor
Gökyüzünü
Minik elleri
Bir girdaba kapıldı ansızın
Uzun kumulun sonunda
Geceler boyu
Tek bir geminin geçmediği
Bu okyanus yalnızlığında...
ıslak bir balık olsa
oynaşırdı suyla
ayışığına kanardı
yalnız bir kadındı o
Ağlara takıldı gülüşü
Kimsesizliğinde
O gece birlikte
Lacivert perdesini yırttık karanlığın
Dağların en tepesinden uzanıp güneşe
araladık gökyüzünü
Puslu bir sabahın
Tozunu aldık
Tapınaklarımızda ağırladık
alkışladık acıyı
Şeker miydi, şerbet mi
Gül ettik, kadife bildik
yatırdık koynumuzda
Yine de bırak
gitsin kadınım
Emzirdik göğüslerimizde
Yeter büyütmeyelim
Orada
Darağacında sallanan erincin
Titriyor bacakları
Kesmeli ipini
Hemen kesmeli
Fotoğrafları çekiliyor geleceğin
Hadi gel
Gülümseyelim.