-Baştan uca kıpkızıl bir gece
Nehir tam ortasından ikiye bölünür
Bir yanımızda kayın ağacı
Ötesinde eylül kokusu yalnızlığın-
Tüm toyluğumuzla
Konuşmayı öğrendik önce
Pelteleşen dillerimizin kıvrımlarında
Ana dedik, kardeş dedik, dost dedik
Ne kadar uzansakta yüreğimizle
Buz gibi soğuktu
Çaldığımız kapıların sessizliği
-Özgürlük için dağlara çaktığımız
Pençelerimizden sızan kanı yudumluyor yıldızlar-
Ne bir yol, ne bir yolcu kaldı ardımızda
Bir serüven başladı,
Bir serüven daha yola çıkmadan bitti
Sunaklarında aydınlandı sevileri
Ya da kana bulandı...
İsli paslı bu çarkın içinde
Acılara alışsak da zemherisinde zamanın
Bizden öteye gidemez artık
Gücümüz gözlerimizde saklı
Bir ses olur örsümüzdeki kargı
Bir yangın, bir duman, bir avuç kül
Dağılır gökyüzüne
İnsanın benliğine