tan vakti çıkagelir yalnızlığım
yorgun terli bir yolcunun
sığınacak otel bulması gibi
sevinçle yayılır yatağıma..
çoğaltamadım istediğim hiçbir şeyi
birken iki olamadım örneğin
kadınlığımızın ve erkekliğimizin
bedelini ödedim ikimizin yerine
ağırdı, yorucuydu, fazlaydı..
ateşe tutulan yıldızlar gibiydik seninle
herşeyden uzak
herşeye yakın
belki de odak noktasıydık yanılgıların
açık görüş günlerinden geriye
canlı iskeletler sallanır darağacımda
ben bir düğümüm
bir ilmeğim
umutlu köylere kıtlık getiren
eksik bir sevincim
gülüşüm;
hüzünlü bir kar kristali
pencerende usulca eririm..
beklediğim tren vagonlarında
saçlarını savursa annem
ya da gölgesini düşürse babam yüreğime
peri kızları gibi kanatlanırdım yine
oysa çoktan bıraktım
masallarımı geçmişe
hançeri elinde değil
yüreğinde taşıyandan korktum
hala da korkarım
güldürürken ağlatandan
bunun için
yollarından senin bile geçemediğin
kırgın köprüler kurarım yüreğime
eskittim
çıkardım
tükettim herşeyi
yalnız
duvağım asılı durur
yılgın akşamlarımda..