Karanlığa meydan okuyan yıldızlar gibiydi sevişler
Ve bir o kadar da yalnız yaşandı seviler
Düş kırıklarını biriktirip çanta diplerinde
Yalnızlığa mahkum edildi aynadaki yüzler
Mevsim yürüdü, gün yürüdü, umut yürüdü,
Mutluluk ormanında incecik bir yaprak
Aldı götürdü, düşü sürüdü
Yaşayamadıklarımızın koynunda
Gece sabahla, aydınlık karanlıkla devindi
Pencere önünde titreyerek bekleyen çiçek
Tüttürdü düşlerini, hafif demli
Puslu gri sonbahar akşamına
Usulca değdirdi nefesini
Bir açtı yüzünü doğaya, bir kapadı
Yağmur gökkuşağına
Ay güneşe, aşk terkedilişe bıraktı yerini
Sazlıklar göllere, gözyaşı toprağa
Tebessüm hüznümüze karıştı
Bir dönüşüm olmalı bu olanlar
Koyu siyah ve güçlü rüzgarlar içinde
Savurarak hem de savrularak
Zamanın görünmeyen sonsuz girdabında
Acımasız bir döngü tüm yaşananlar.