-Bir satırda yiten hayatlara-
Kıvrılarak dönen, ölü bir limandır orası
Yıldızın bol olduğu gecelerde
Bir sandal batar en uzağında
Bıçağın saplandığı yürek gibi
Ayrılır aramızdan
Uzun yokuşun en başından duyulur
Mor salkımın ve yaşamın
Taze bahar kokusu
Bir dağ menekşesi incecik ağıt yakar
Yaprağının tam ortasından
Fışkıran acısıyla
Soluk almak ne kadar ağır olsa da
Tutsak düşen genç yiğide
'Çek içine durma, belki de bu son'
Ağında bekleyen örümcek
Genişçe açarak ağzını
Yutmak ister avını
Tavında dövülen kızgın demir
Olanca öfkesiyle
Dökülür uçurumlardan
İrin kusan toprağıma
Tozlu duvarlara vuran
Bir gül açımıydı
Çocukluğumun ilk gülüşü
Ve ilk aldanışım
Sıcak yazın ardından, kışı karşıladığımda
Mevsimlerle oldu
Sonra yüreği ucuz olanlarda
Yaşamın da ucuzluğunu öğrendim
Gazetenin kırık dökük
Daktilo kırığı manşetlerinde
Ölümün üç paraya satıldığı
Bir uzun bit pazarıydı orası
Küçük bir kızın gözlerindeki
Kırgınlığı düşmüştü tezgahlara