Söyle çocuk,
Gizleme benden
Söyle, sonra dile her ne dilersen
Bir kavuşma oyunu bu, değil mi?
Hep onu anlatır hattâ masallar
Bizi kendimizle sarar sarmalar,
Şu dağın ardında bir mekânı var...
Şimdi daha muhtaç ona insanlık
Çünkü geceler huzursuz,
Çünkü uykusuz geceler,
Gün...
Çok karanlık...
Kendisinden gelir, gider kendine
Tabiat sanki diş biler kendine
Bir yanına ağlar, diğer yanıyla
Bana bakan deli, güler kendine
Uzakta bir kaval sesi var;
Yanık...
Fakat hâlâ
Geceler nasıl uykusuz,
Gün, ne kadar karanlık
Bizim her çehrede gördüğümüz; sen
Senin kurduğunda kördüğümüz, sen
Bize bir ışık ver: Son bir defâlık
Ne kazanacaksın bizi çok üzsen
Bir ova yukarı, bir dağ aşağı
İnsanlıktan eski bir elma kadar,
İnsanlıktan büyük
Buğday başağı...
Geceler uykusuz, günler karanlık
Düşmanlıklar yersiz, sevgiler anlık
Puslu bakışlarda yitirdim seni
Ben kayıp iğneyim, dünya samanlık.