Bilmem, beni neye hazırlıyorsun
Gönlüme hayâlin girmedi gitti
Kalem kâğıt hazır, yazdırmıyorsun
Aklım şu işine ermedi gitti
Düşün dedin, gece gündüz düşündüm
"Canların düştüğü" yere taşındım
Zannetme tembelim, sanma üşendim
Gönül bir buket gül dermedi gitti
Mazlumlar âhından, nâlân zârından
Mesrûr sevincinden, tüccar kârından
Ya seni seven, ne bekler yarından?
Fikir buna mânâ vermedi gitti
Elâleme mâlûm mu yaptıkları,
Neye himmetleri, ne taptıkları,
Kimseye mi kalmadı kaptıkları?
Gözüm dünyâda tok görmedi gitti
Şehirli dağlısı, açık bağlısı,
İleri gerisi, sollu sağlısı
Her âdemin var sihirli halısı!
Biri akıl edip sermedi gitti
Dün artık hâtırâ, yarınsa meçhûl
Vâkıâ bir ammâ ihtimal, mebzûl
Kafa sağlam, zekâya inmiş nüzûl
Rüyâ bunu hayra yormadı gitti
Görmüşler anlattı Kâbe, Kubâ'dan,
Ehl-i gönül sohbet etti Ukbâ'dan
Üç beş nasîhat var akılda kalan
Onu da "bir kara yer" yedi gitti
Bana gelinceye, çoktu diyecek
Söylese herzeyi nasıl yiyecek
Bir akıllı bendim, hepsi tüyecek;
"Nasılsa birisi der" dedi gitti
Sözü doğru olan duyan bulmadı
Kulak verenlerin aklı almadı
Ne zaman anlarlar belli olmadı,
Hiçbiri o kadar durmadı gitti
Hani gelecektik sana birlikte
Berâberdik hastalıkta dirlikte
Birileri öne düştü pîrlikte
Çekti, yolu molu sormadı gitti
Her sözünü billâh ben, gördüm âyan!
Her şey seni dedi, olmadı duyan
İhbâr etsem, sensin bedene koyan;
Zünnârını şu nefs kırmadı gitti...