Diyarbakır Sevdam
Düşmana asla, etmedin biyat
Yüreğin bir hoş, endamın bir hoş
Akıyor içinde, diclen bir hayat
Suyu bir hoş, havası bir hoş
Dağların sarptır, kartal yuvası
Hayat verir bölgeye, dicle ovası
Dört mevsimi, eşit yaşar doğası
Dağları bir hoş, yaylası bir hoş
Gazi köşkü var, paşa konağı
Köz kırpar kendine, kırklar dağı
Dicle üstünde, on köprü ayağı
Tarihi bir hoş, doğası bir hoş
Sokağa derler, orada küçe
Kadının yüzüne, takmazlar peçe
Yünü işler ustalar, ederler keçe
Sanatı bir hoş, zanatkarı bir hoş
Antikadır kap kacak, hepsi kalaylı
Yedi kardeş burcunda, çeker halayı
Hançepekte Peyxwasi, çeker narayı
Tarihi bir hoş, halayı bir hoş
Bin bir çeşit olup, zengindir soprası
Bir başkadır orada, kaburga dolması
Hele birde yanında, nar ekşili salatası
İkramı bir hoş, yemesi bir hoş
Karpusu hoş olur, baldan da tatlı
Kadayıfı tel tel, baklavası, kat katlı
Beyependisi fotelli, hemde kıravatlı
Niğmeti bir hoş, kültürü bir hoş
İnsanır bir hoş, bir birinden mert
Yürekleri sevda dolu, elleri cömert
İyilik yaparlar amma, etmezler minnet
İzzetti bir hoş, ikramı bir hoş
Tarih kokuyor, Diyarbakır surları
Çetin geçer bizim, oraların kışları
Geceleri çalınır, eyvanlarda sazları
Mevsimi bir hoş, meşki bir hoş
Şebap der bitmez, şairin hevesi
Eşi emsali yoktur, hevsel bahçesi
Ruhları mest eyler, bülbülün sesi
Bahçesi bir hoş, gazeli bir hoş