Ahir-i Zaman
Umut zemheriye sarılmış
Ar ve namus, köle pazarında
Değerler haraç mezat
İnsanlar ise sindirilmiş,
Kimisi tırsak
Kimi duyarsız
Kimi biçare,
kimisi de ahmak cinsinden
Cesaret sahipleri kayıp, esir ve tutsak
Kaybolmaya yüz tutmuşlar, sistemin dişlilerinde
Zaman hırsızların, namussuzların zamanı
Dürüstlük enayiye çalmış tarifleri
İş bilmez olmuş adları
Ne duyan var, nede duyarlı bir tek insan
Hırsızı, namerdi iş bilire çıkmış adları
Ayılmıyor damarındaki sarhoş kanları
Her gün biraz daha batmaktayız
Olumsuzluklar dört bir koldan kuşatmış insanları
Ülkemde de aynı nakarat
SİYASET:
Siyaset sahnesi savaş alanı
- Beş koldan saldırır olmuş bir inatçı keçi
Ve yaptığını da bilmez bir halde
- Güvercinler meçhule kanat çırpar durur, pervasız ve gücü yetmez bir halde
- Hilaller sönmüş sanki, karanlıklara çalmış rengini, olup bitenden sanki bi haber.
- Zeytin dalları barıştan uzak, meçhule uzanmış dalları
- Kimileri de kendi dişlileri arasında erimekte aynı kalıp aynı nakarat, Gelişmekte olan dünyayı görmezde, ve geçmişlerinden de ders çıkartmadan
- Güller de her gün kan damlamakta, tükenmekte olan bedenleriyle, ve isteklerini anlatmaktan uzak, her gün biraz daha karanlığın kuytusuna sürüklenmekte,
Yahu kalmadı mı bir duyarlı insan
Kalmadı mı anlata bilecek bir lisan
EĞİTİM:
Eğitim yuvaları birer rant tekesi sanki
Eğitimcilerin kimi duyarsız
Kime çabasız
Kimi ay başını düşünürken
Kimi gününü gün etmekte
Ve geleceğe olan umutlar tükenmekte
Öğrenciler hayal aleminde
Dünyayı görmekteler tozpembe
Sorumluluğun zerresi yok
Kime emanet bu vatan bu ülke
YARGI:
Yargıyı sorarsanız, yargısız infazda
Kimine yağlı ilmik, kimine gül
Kimine şirinlik, kimine kul köle
Kimine de Aslandan bir paça sanki
Bir yanda suçsuzca bir hüküm ve neticesinde Pardon kusura bakma ile biten son
Bir yandan da bir Kğ, Baklava uğruna dokuz yılık bir hüküm
Bir yandan da bankaları soyanların dışarıda cirit atıkları ve kendilerine taktire şayan
BASIN:
Televizyon kanallarına bakamaz olduk
Ahlaksızız lığın biri bin, hangi kanala bakarsan bak, hepsi aynı telden, Kim kime, dum duma
Tele vale ve magazin, Kimin eli kimin cebinde
Kimin kime bilmem ne…?
Gazeteler muhabbet telalığına soyunmuş
Pazarlanmakta sanki bedenleri çarşaf, çarşaf
Yalan haberlerin hadi hesabı yok
Ne ahlak bıraktılar toplumda ne de ar
Sazlar aynı telde, aynı nakarat,
Makarası sarılmış kaset misali
UMUT:
Umut hasret söküyor en derinden
ve melul melul, kaderine terk-i hal
bak meçhule sürüklenmekteyiz dostlar
Karalığın zifirisine doğru
Muhalefet yersiz yurtsuz ve yetik, bilinçsizce bir uğraş
Kimileri bilmem ne ister insanların
Giyiminden
Kuşamından
Fikrinden
Zikrinden
Hani özgürlük vardı?
Kimi mini etektli, kimi donsuz, ki üryan
Kimi erkekliği ayaklar altında, gezinir küpesiyle
Kimi renga renge bürümüş saçlarını
Ama ne gören var, nede haklarında söylenecek tek bir kelam
Yalnız tüm bakışlar başlardaki bez parçasına odaklanmış
Sanki yok sayılmakta inançlar
Üç beş bilmeze inat, kurban vermekteyiz mazlumları
Bense her gün kahroluyorum öylece durdukça
Elim kolum bağlanmış, sanki elden bir şey gelmez oldu.
Sadece yazmaktayım ben
Bununda başıma bir şey getireceğinden korkarak
Ve Korkunun ecele faydasının olmadığını bilerek
Umut zemheriden kurtulmayı bekliyor yine
Sabırla ve bir umutsuzca.
03.03.2008