Sen olmayınca tadı da olmuyor
Yarım kalıyor,yazılarım
Kırık çıkık düşler topluyorum
Döküyor içimde ne varsa fallara
Falcılar inandırıcı oluyor
Arsız bir yosma gibi
Cezvede oynayışı almaz koynuna
Kırk yıl hatır var derler
Bir fincan kahvenin
Ben binlerce kahve içtim
Yüzlerce fincan kapattım
Asılsız yalancı fallara
Gecenin karanlığın da durmuş
öylece bakıyorum
Uçsuz bucaksız mavi gök yüzüne
Yorgan döşek kar beyaz bulutların
İpeksi dokunuşları öperken dağları
Bir an,dağda olmak istiyor insan...
Neden gece kuruğulanır bütün
Rahmani yada şeytani düşler
Sarmaş dolaş
Öpüşmek isterken kiprikler
Neden yokluğun mani olur
Başım üstünde tonlarca agırlık
Uykusuz yarı açık gözlerim
Bay kuşlarda ötmez oldu bu gece
Alışmıştım guguk seslerine
Mevsim kara kış,aylardan zemheri
Göğüs kafesimde ufak bir çırpıntı
Yazsam sensiz çığlıklarımı ırmaklara
Akar gide.duyulmaz feryadım
Dile gelmez
Bir umut ışığı yakmıştım kendime
Yavaş yavaş sönüyor şehrinde
Senin şehrin mezarlık gibi soğuk
Başlıyor içim ürpermeye
Sen olmayınca kahretsin
Başımda tonlarca ağırlık
dizelere vurur
Hangi yana dönsem yokluğun
Hangi yana baksam asılı
Kaç beden de bu aşk sığmaz
Kaç kere savaştım kendimle
Kaç kere talan edildim sence
Şimdi sürgün bütün düşlerim
Söyle ölüm,e..sen söyle ömrüm
Öyle alel acele gelmesin erken den
Sen gel sar henüz vakit varken
toprak sarmasın