Fırtınalar vurdu durgun başımı
Delip geçen sözlerin hadı hesabı olmadı
Şimdi,
Kırık dal gibi sol yanım tutmaz
Açsam göğsümü kör pınara karşı
Varıp direnişe dursam dagların
Deseler ki akdağının asi çocuğu
İçi kıpır kıpır
Bozguna uğramış serseri hevesi
Eyvallah etmemez kara buza
Yağsa da yağmuru gözlerinden
Elbet bir gün yeşerecek
Alanların da kır çiçekleri açaçak
Halaya duracak yaşlısı genci
vuracak kasnağına davulun tokmagını
ağ mısdaha abasdan sonra niceleri
Şişirip avurdunu üfleyecek zurnaya
Zil zurna sarhoş olaçak başın yayla
Gün olurda gelirsem eğer sana
Fazla söze gerek olmayacak
Yarım kalmış bir sevda türküsü
Tamamlayacak sancılı geceyi
Neşter vurulsalar duymayacak
Duru bir su gibi
Irmaklar geçerken içimden
Şimdi ben
Göğsümü dağlayan anıları
Acı bir sabırla saracagım
Eyy düşlerim de yatan toprağım
Bakışlarımla gül diktiğim obak obak
Rengine doyulmayan yaylaların da
Havası hoş suyu hoş ekmeği hoş
Şimdi sök al kahkahalı gülüşlerini
Savur üstümüme
Harmanlanmış umudun türküsünü
Anlımız da yıldız
Başımızda ay yüzümüzde güneş
Tüm uçurumları ışıtalım hep beraber