NE KALABİLİR SENDEN
Ne kalabilir senden, yüzünün çizgileri mi
kurumuş bir yaprağın okunmaz çizgilerinde;
ne kalabilir senden, sesin mi, bir bilinmedik
ırmaktaki sazlar arasından yükselen, kuytu
kurbağa sesinde; suyun gelip gelip döğdüğü
ıssız bir kıyıdaki yosunlar, çakıltaşları
ne saklayabilir gölgenden senin; her saniye
milyonlarca doğuşun, ölümün,yenilenişin
arasında var mı yer sana, gök mü umursadı
yer mi seni şimdiye dek; eline geçirdiğin
bütün uçlar, görünmez iplerin bütün uçları
seni çıkarmadıysa bir yerlere, dönüp dönüp
sende düğümleniyorsa hepsi ne bu çırpınma,
çektiğin gibi üstüne gecenin yorganını
saklan olup bitecek her şeyden sonsuza değin,
gör, düş mü girer koynuna artık yıldız mı girer,
hayvansı bir uykuyla dal gitsin, ne var kalacak
senden bu ıpıssız çölde, rüzgâr dakikada bir
yeni haritalar çizdikçe şu uçsuz bucaksız
kum yığınlarına, söyle, ne var kalacak senden
belleğinde kuşun ağacın suyun, kör bir sfenks
umursamazlığıyla kendi iç uzayına dalmış
zamanın çevresinde eserken milyonlarca toz,
toz benzeri bütün geçmişler, bütün gelecekler?..