Bin dokuz yüz elli dörtlü yıllarda,
Bir adem oğluyum geldim aleme.
Ne tozlar, çamurlar gördüm yollarda,
Anlat diye emir verdim kaleme.
Al eline ne diyorsan yazayım,
Ferman eyle dağıtayım, bozayım.
Istiyorsan kuyu bile kazayım,
Rezil edem seni cümle aleme.
Ben ne dersem onu tek tek sırala,
Herkese yaklaşma, biraz arala.
Bazen sorar isem sana parola,
Hazır ola geçip de dur selama.
Sorarlarsa de ki emir kuluyum,
Kalem iken nasıl kazma oluyum,
Senin yitiğini ben mi buluyum,
Gücüm ancak yeter benim kelama.
Gel kalem inadı bırak bir yana,
Istersen dönersin sen dört bir yana,
Acımadan kıyarsın sen insana,
Sebep sensin çektiğim şu belama.
Yeter ince daha fazla yazamam,
Sana uyup lain gibi azamam,
Takdirde olanı ben de bozamam,
Emlik kuzu gibi boşa meleme.