O nasıl güzellik yaktı kavurdu
Güzelliğin seyretmeye doymadım
Zaman değirmenin hızlı çevirdi
Biran gibi gelip geçti saymadım
Ayni yere giden iki yolcuyuz
Sevgiye susamış iki elciyiz
Gönül duvarına tutmuş alcıyız
Gönül yollarında sesin duymadım
Ürkek ceylan gibi baktın yüzüme
Kavurdun koz attın özün özüme
Zehirli okları attın gözüme
Verdiğin acıyı acı saymadım
Deli rüzgar gibi estin de geçtin
O kibar ellerle kefenim biçtin
Gönül sarayımı izinsiz açtın
Sensiz gecen ömrü omur saymadım
Kıyamadım mam yüzüne bakmadım
Senin kokun yetti güller takmadım
Mest oldum da has bahçeden çıkmadım
İnce seni sevdim doymadım