İçimdeki boşluğu dolduran ve düstursuz konuşmayan
Giderken ardından bakakalmadan ayrı kaldığım
Ama yine de içimden asla atmadığım
Gözlerimdeki yaştan uçan kuştan her an sorduğum
Hiçbir kez ayrı kalmadığım yine de sen…
Zamansız haykırışlarımın kenar kıyılarında
Dokunurken isminin baş harflerine her hece
Yanacak diye korktuğum dudaklarında bir buse
Sessiz geçen her gece ve her gece
Yerine ağladığım her gece sen ağlama diye sen…
Susuşmuş korkularımın ve hunhar zamanlarım
Her gecikmede bir özür dilemenin hasadında
Büyük kalma çabalarımın tümünde ve aşkta
Kırılışlarımda ve yanışlarımda her hecede
Kırılmalarım her sabah sen kırılma diye sen…
Hatalarımdan ve korkularımdan arta kalan zamanımda
Her çılgın düşlerimde sana uzanan ellerimde
Ve her kadehimde dudaklarının izinde
Sana uzanmış her bir kelimenin damlalarında
Bir şeylere susadığım sen yalnızca sen…
Tutuştuğumda ve yaktığımda bu şehri alevimle
Her kıvılcımımda yeniden yeşeren yapraklarımda
Her kime sorsan söyleyecekler bir adam vardı
Evet bir adam olmaya yönelik bir çocuk
Bir çocuk tutuştu sen tutuşma diye sen…
Ve ben her kelimenin üçte ikisini sana adamış
Ve ben her gece uyandığımda sana susamış
Ve özlemişliğimin her satırında sana yazmış
Ve ölümsüz bir sevginin kuyruğundan tutup
Saçlarına yıldız takmış sen diye sen…
Evet işte öyle biz diye deli olmuş
Ve deliler gibi sana ağlamış
Kimse anlamamış olsun varsın şiirleri
Ve yaktığım her ağıdı ardından
Sen anla yeter sen diye yazdım çünkü sen…
.