Yine sana geldim
Sen gideli çok olmuş
Son gelişimin üstünden bir kaç gün geçmesine rağmen hiç birşey son geldiğim gibi değil
O kadar çok şey değişmişki
O kadar çok şey değiştiki
Ne dalgalar eskisi gibi vuruyor kıyıya, nede altında dudaklarınla dudaklarımı işgal ettiğin ağaçlar son gelişimdeki gibi
Her kızıl saçlının belki sensindir diye yüzünü görmek için çıldırasıya parçalamıyorum kendimi
Baktığımda gözlerini anımsatan şu deniz şimdi koskoca bir mavilikten ibaret .
Yürüyorum hep senle yürüdüğümüz yolda
Parmakları kesik eldivenli ellerin olurdu ellerimde, üşüdüğünde ceketimin önünü açar kollarımı kaldırdım, sende ellerini koltuklarımın altına sokar ısınmaya çalışırdın ;
Babamda böyle yapardı derdin,
ben baban değilim derdim.
Sen deniz gözlerini kısıp ayak parmaklarının ucuyla yükselip bir öpücük kondurup dudaklarımı sen benim herşeyimsin diyerek yaramaz çocuklar gibi gülümserdin..
Şimdi ise dudakların yok dudaklarımda bir elimde sigaram diğer elim cebimde
Şimdi sen kimin neyisin
Şimdi sen hiç birşeyimsin
Senden sonra sana kaç kez geldiğimden haberin bile yok tıpkı seni uzaktan uzağa görmelerim den haberin olmadığı gibi..
İnerken sen o merdivenleri sessizce yaklaşıp usulca kolundan tutup seni seviyorum dememek için kendime nasıl işkence ettiğimi bilmediğin gibi
O kadar çok değiştinki
O kadar çok değiştimki
Düşünmesi bile deli ederken bir bakşasının elinin elinde olması ; bir başkasının olduğunu bir şizofren gibi tepkisizce izledim
Ve gidiyorum son gelişimdi sana
Bu son şiirim sana
Ama en acısı neydi biliyormusun
Benim çok sevdiğim senin hiç bir zaman sevemediğin namluyu çevirdiğimde sana yada dayadığım bir çok kez şakağıma,
çekemedim tetiği
Ben seni ne öldürücek kadar nede ölücek kadar sevmemişim