HATİB-İ ŞEHİR'İN TİFÜSTEN ÖLÜMÜ
Tek bir şey istemişti hayatı boyunca Ömer Naci.
Bab-ı âli baskınında fırlayıp askerlerin önüne,
Açıp ağzını bar bar bir bağırması var ki,
Ağzı açık bakakalmıştı Enver Paşa bile:
"Vurun, karşınızdayım işte, öldürün beni."
Üstüne gider gibiydi ölümün hep böyle.
Tek bir şey istemişti hayatı boyunca Ömer Naci.
Cemiyet Doğu'ya göndermişti onu bir keresinde.
Bir an evvel o taraflarda örgütlenmek gerekliydi.
Hastayken ve beş kuruş bile yokken cebinde,
O koyu istidbat döneminde kalkıp gittiydi.
Van civarında teşkilat kurulmuştu geri geldiğinde.
Tek bir şey istemişti hayatı boyunca Ömer Naci.
Filozof Rıza Tevfik'le bir tartışması destandı dillere,
Paris'teyken her fırsatta Jean Jaures'yi dinlerdi,
Hem Merkez-i Umumi'nin değişmez üyesi, hem de
"Hatib-i şehir, filozof, şair, mütefekkir" idi.
Ancak, şüphesiz, eylem adamıydı her şeyden önce.
Tek bir şey istemişti hayatı boyunca Ömer Naci:
Ölmek - vatan için ve büyük kalabalıklar önünde.
Kerkük'te bir hastanede oysa yapayalnız gitti.
Duyar gibi oluyorum şimdi son sözlerini:
"Demek böyle Allahın belâsı bir yerde,
Ne yapalım, tifüsten ölmek varmış kaderde."