EMANUEL KARASU EFENDİ SÜRGÜNDE
Başmabeyincisinin anılarında okumuştum.
"Yıldız'a gelen Heyet-i Mebusan'dan
Emanuel Karasu'yu hiç unutamıyorum.
En çok" demiş Hamit, "bana dokunan,
o mason taslağı Yahudi'nin
bildirmesi olmuştur devrildiğimi."
Ben de unutamam o mutlu günleri!
Hemen ilk toplantısında Meclis'in,
31 Mart olayları yatıştıktan sonra,
hal' kararı alınmıştı Abdülhamit'in.
Seçilen heyette kararın tebliği için saraya
Draç Mebusu Esat Paşa, Ayan'dan Hikmet,
Aram Efendi, bir de ben vardım.
Tanrım, heyecanımdan ölüyorum sandım!
Dava vekilliği günlerimde Selanik'te,
Mithat Şükrü, Cavit ve Talât'la
oturup akşamüzerleri Cemiyet'te,
tam da bu günü düşlemiştik adeta.
İşte, bizim oluyordu Dersaadet,
nihayet kavuşuyorduk hürriyete.
Ve ben bildirecektim bunu Hamit'e!
İstanbul'da kalmak istiyordu,
Çırağan'da otururum dedi, rica etti,
bırakmadık, sürgüne gitmesi daha uygundu.
Apar topar Selaniğe gönderildi.
Birkaç yıl sonra da öldü gitti zaten.
Düşünün, o günü nasıl unutabilirim?
Ben ki on yıldır kendim sürgündeyim!