Yıkıktan biraz daha yıkık
Üstelik canım da sıkık
Yorgundan daha da yorgun
Ve acılara vurgun
Olduğum bir gün.
Çıktı karşıma…
Kod adı ‘'CANIM''dı yüreğim ona eğildi.
Asıl adını söylemem mümkün değildi…
Kod adı canımdı.
İnce zarif bir hanımdı.
Benim diğer yanımdı.
Benim en mutlu anımdı.
Önce sohbete başladık.
Yalnızlığı güzelce haşladık.
Hatta başımızdan gitmeyen yalnızlığı taşladık.
Kod adı CANIM'dı
Ben hep ona canım dedim.
Onun Sayesinde dertleri yedim.
Canım diye hitap ettim.
Başka ne diyecektim.
Gönül gözü ile baktığım anda.
Yalnızlığın alnının ortasına bir intikam fişeği çaktığım anda.
Ve kalbimi kod adı ile yaktığım anda.
Başladı güzel sohbetimiz. İlkin kararsız durgun ve birazda yorgundu konuşmalarımız. Çünkü ikimizin iyi konuşabilmesi için iyi tanımaya çalışması gerekiyordu birbirini.
Bu sebepten yüreğimdeki yalnızlığı idam edip ona gittim.
Bir menfaat yâda bir çıkar peşinde değildim hepsini ittim.
Gerekirse kapısında nöbet tutacaktım.
Onun sayesinde yalnızlığı unutacaktım.
Çünkü canımdı kod adı
Ve sıkmıştı yalnızlığın tadı.
Ayrılıklara çivi çaktığım topal gecelerimde
Her cümlesi ile yalnızlığı yaktığım kısa hecelerimde.
Ona mesaj yazıyordum. Hal hatır soruyordum. Günün nasıl geçti? İşin yoğun mu? Keyfin nasıl? Diye. Oysaki bunlar tamamen bahaneydi eğer ben bir mesaj atmasaydım bir prensesin iyi olduğunu nasıl bilecektim?
Çünkü mesajıma cevap verdiğinde iyi olduğunu anlıyordum kocaman bir bahane idi bu onun iyi olduğunu bilmek için.
Çünkü ona bir mesajı ile mutlu olduğumu söyleyemezdim olmazdı.
Söyler isem şiirlerimin kıymeti kalmazdı.
Şiirlerimi duysa beni aklına almazdı
Kod adı canımdı.
Her geçen gün sana biraz daha fazla mesaj atmaya çalıştım.
Aramızda kalsın canım ama ben sana alıştım…