Gönlüme girmiştin ancak gözden ıraktın.
Beklide beni bu yüzden bıraktın.
Kocaman sevdim seni çok büyük
Sana ağır geldi belki bu yük.
Belki de bu sebepten bıraktın.
Yüreğim senin yüreğine eğildi.
Belki Kalbin gerçek aşklara alışık değildi.
Beklide bu yüzden bıraktın…
Suçsuzsun tamamen suçsuz.
çünkü senin kalbin temiz ve büyük sevdalara alışık olmamıştı hiçbir zaman..
İhanet ettiğin her sevda da ve ihanet ettiğin her aşkta sana gerçek sevginin ağır gelmesini bilmeme rağmen sevdim seni…
İhanet fişeğini ben sırtımı döner dönmez sevdamın alnına ansızın vuracağını bilmeme rağmen sevdim seni.
Şayet bu vuruşunu yakaladığımda ve acemi bir cellât olan hain yüreğin yakayı ele verdiğinde teslim olmak kabullenmek yerine direnişe geçerek hemen ardından sona sakladığın:
En pis hilen olan ayrılık bombasını pimini çekip kalbimin ortasına bırakacağını bilmeme rağmen sevdim seni.
Ağır gelmişti büyük sevdam küçücük kalbine hatta küçücük kalbine sığmayan sevdamı sığdırmak için aşk ile basmıştım üstüne ola ki biraz daha ezilip kalbinin boş kalan yerlerini doldurup kalbine sığsın diye.
Sığdı ama ağır geldi…
İhanet fişeğin yüreğimi deldi.
Sana hak etmediğin değerin daha da fazlasını vermiştim.
Bir hiç olmana rağmen seni çok değerliymiş gibi göstermeye çalışmam sırf beni bırakmaman içindi. Aslında değersiz olduğunu biliyordum
Hadi beni boş ver kalbim biliyordu yüreğim biliyordu.
Belki kendimi kandırabilirdim.
Ama kalbime nasıl yalan söyleyebilirdim?
Sırf sana yan gözle bakmayıp delikanlı gibi adam gibi sevdiğimden
Ve sana ihanet etmeyeceğimi bildiğinden
Ve sana deli gibi âşık olduğumdan bırakmıştın beni.
Duymuştu ihanetini mısırdaki sultan sağır…
Şimdi benden ne git ne de gönlüne çağır.
İster gül ister kız bağır.
Ağır geldi sevgim sana ağır.
Bu yüzden bıraktın beni…
Kaldıramadı hafif yüreğin ağır bir bedeni.