ve utandı gözler
anladı
sonunda
yürüdü
tam öğle vaktiydi
güneş tepesinde
karanlık dünyasına doğru
adım adım
yürüdü
görmek istemediğini gördü
duymak istemediğini duydu
öğrenmemişti ki sevmesini
sevmeyi bilmezdi
utandı
sevdiğinden utandı
sevilmekten utanmasızca
konuştu
vurdu
kırdı
ve
utandı sonunda
geri dönmekten
vurduğunu
kırdığını
onarmaktan utandı
utanmadan