Sıcak sakin ve yine yalnız bir temmuz akşamı
Gökyüzünde eski dostlar yerli yerinde .
Çok kereler dertleştiğim ağladığım haykırdığım sitem ettiğim
Her defasında beni sabırla dinleyen sadık vefakar dostlar
Üzerindeki lekelere aldırmadan hala pırıl pırıl parıldayan ay
Ve yalnızlığımın inadına nispet eder gibi birbirine yakınlaşmış
Yol gösteren sevgi veren hüzün veren umut veren yıldızlar.
Mesafelerin hiç olduğu anlar vardır ya..
Bedenlerimiz ne kadar uzaklarda kalsa da
Sevgiliyi içimizde hissettiğimiz anlar..
İşte öyle bir his içimde .
Biliyorum bedenin bedenimden çok uzakta ama
Issız caddenin tam ortasında yürüyen ben olsam da
Şu seyrine daldığım ay da birleşeceğiz az sonra..
Biliyorum sende şu an aynı mehtabı seyredip beni düşlüyorsun
Biliyorum sende şu an keşke yanımda olsaydı diyorsun hissediyorum
Bekle sevgili bekle beni ..
Az sonra düşlere daldığın o mehtabın ışıltılarında
Yüzüm yansıyacak gözlerine
Ve seni görmeye acıkmış bakışlarımla sana gülümseyeceğim
Gecene gireceğim ansızın yüreğine ılık ılık
Sakın kırpma gözlerini olur mu?
Dudaklarımın tebessümünde iki kelime okuyacaksın birazdan
Ve bu gece mehtapla haykıracağım içimdekileri sana
İki kelime süzülecek dudaklarımdan yalnız senin gökyüzüne
Durmaksızın haykıracağım o iki kelimeyi
Sen sevgimden sızana kadar
Seni seviyorum diyeceğim
Aslında bir ömür kadar uzun
Ama iki kelime kısalığında
Seni seviyorum