Öptüm narı kızıl dudağından
d a ğ ı l d ı m, ağladım
Unutmanın rengi lâl
anımsamanın da…
Bin bir gece
Atlar sordum, atları dinledim, uzun enez yılkılar
atlar, doru atlar, arap atlar, leyli atlar
gözleri sürmeli atlar, boynu köpüklü atlar
Yoktu ay
usul, derin, karanlık
ağlıyordu bir erguvan
Fısıltılar, fısıltılar, fısıltılar…
Hangi sözcük şehrazad
hangisi şehriyar?
Uzadım gittim bir nihan masalı ey
dağ taş yolak
pırnal zaferan
-Âhir zaman içinde-
Açıl susam
Yine atlar, yine atlar, yine atlar, yine
gümüş terkilerinde gül ve zülâl!
Yüzümüze anemonlar çizen ıslık
sürgüyü delirten rüzgâr
şimdi yormak zamanı ilkyaza açılan kapıyı
susmak ve susamak
Dıgıdık dıgıdık dıgıdık dıgıdık…