Uyandım fecrin gürzüyle
sıyırdım kabuğunu günün sağır!
ılgar ettim kalbimi bir susuz derde
O güzel atlar o güzel atlar o güzel
nerdeler ey nerdeler ey nerde
sen nerdesin azadım sen secde gülüm
saatler büyük ve ağır
Hangi fotoğraf söyler
sepya düşlerini geçmişin söyle
"kanayan bir mendil" neyle siler acısını
hangi kalkan dindirir bahtımın kıpkızıl yaylımını
hangi körfez
kıyılarıma vuran besteyi o segâh
Buzluğan tepeleri içimdeki dağın ah
feride, o eşsiz incisi çocukluğumun
Dedim ki:
o segâh besteyi sen vur güftelerime
ocağımı sen yak, sen doku, sen çöz saatlerimi
moğolca bir sözcükmüş "çıdam"!
ben annemden öğrendim bu dervişan sabrı
kerrat cetveli, mezura, küpe çiçekleri
ama içimde hep parlamaya hazır bir yalım
derin bir düş gibi algın, delifişek hem yırtıcı
kopkoyu çigan!
Unuttuk! nerden doğardı güneş
ey şafağın esmer kızı, âsiya
yüzü maral, yüzü rıza, yüzü mercan lülesi
turuncumuz, toyumuz ve elimizden
düşürdüğümüz kılıç, o murassa!
Hadi yeniden, hadi tut elimden
birlikte atlayalım
isyan kırmızısı aşklar kanatlayalım
susup bir dünyayı som ağzımızdan