Buz tutmuş o ıssız eski park içinden
İki hayaletti demin kayıp geçen.
Gözleri sönmüş, gevşemiş dudakları,
Güç duyulur neler fısıldaştıkları.
Buz tutmuş o ıssız eski park içinde
Geçmiş günlerden söz etti iki gölge.
- Eski coşkumuzu anımsıyor musun?
- Ne diye anımsayayım istiyorsun?
- Yüreğini yine titretir mi adım,
Yine girer miyim düşüne? - Yok canım!
- Ah o dudaklarımızın birleştiği
Anlatılmaz mutluluk günleri! - Belki.
- Gök masmaviydi, umut koskocaman.
- Umut kaçtı kara göğe darma duman.
Böyle geçtiler yoz yulaflar içinden;
Yalnız geceydi sözlerini işiten.