Amansız sevişme, menekşe renkli dikenli taç,
onca katı tutkunun arasındaki yabanıllık,
acının mızrağı, öfkenin çiçek sepeti,
nasıl, hangi yollardan gelirsin ruhuma?
Niçin fırlatırsın bana acı dolu ateşini bir çırpıda
soğuk yaprakların arasında giderken yolumda?
Sana kim öğretti bana ulaştıran adımları?
Hangi çiçekler, taşlar ve dumanlar gösterdi meskenimi?
Fakat bir şey kesin: bir titreyiş geçti ürküten gecenin içinden,
şafak doldurdu kadehleri şarapla
ve doğruldu güneş göksel yakınlığında,
bıçaklarla ve dikenlerle un ufak edene dek
ve yüreğime alazlı bir yol açana dek
kuşattı yüreğimi durmaksızın acımasız sevişme.