Yağmurlar uykuya daldı.
Penceresi açık bir hayatın üst katından seyrettim bütün bir şehri.
Yorgun yüzler çevirdim ağrılı bir kapının önünden
Duvar diplerine iğde ağaçlarının kokusunu ektim.
Gelir birazdan
İnce esmer elleriyle çirkin bir kadın,
Ve yumulur göz kapaklarına koca bir hayat..Artık bir şarkı kadar
sıcak olmuyor hiç bir kadını gözleri.
Ellerimde Pollyanna'dan arta kalan zamanlar biriktiriyorum.
İrili ufaklı düşler
Hiç biri ben değilim..Sonra,
Eski bir şiiri okuyorum göz kapaklarımda
Aynalarda alt yazısı geçiyor hüzünlerimin.
Sisli bir balyoz iniyor duvardan
Gülümse diyorum gençliğime.
Ellerimde mavi menekşelerden mor renkli hikayeler dinliyorum
Çok geçmiyor
Ağlıyorum
Ölü kuşlar düşüyor göğsüme...Tam o sırada
Yağmuru vuruyorum kalbindenYağmur ve ben
Şimdi daha çok benziyoruz birbirimize...