Bütün şiirlere küstüm
Yazgısı palyaçolara benzeyen
çokomel kağıtlarına sarıyorum acılarımı
Burnum uzamasın diye
üç beş karalama yapıyorum fesleğen kokulu gölgemin üstüne
Çocukluğumdan bir mektup tutuşturuyorum Kalbimin elime
Dipnot düşüyorum yalnızlığımıKüf kokulu adamlar gelip geçiyor önümden
Sonra kuşlar
Sonra her adım başına bir yağmura dönüşüyorum
Islak
ürkek bir martı yavrusu gibiKüçük bir kız çocuğunu alıp emziriyorum
Duvarlara yosun kaplı bir denizin ellerini çizer gibi
Her köşe başında yağmurun ayak izleri
Çıplak
Çırılçıplak ve soğukYeşil gözlü esmer bir adam
Vişne reçeli uzatıyor dudaklarıma
Ve yorgun bakıyor gözleri, karnabahar pişirmiş ıslak kadınlaraArtık zamandan çaldığım ne varsa
hepsi hatıra defterimde
Ve masa üstü tövbelerim hepsi çekmecemdeYazgısı tozlu raflardan kaldırımlara adanmış
İllagal bir yağmurun sessiz çığlıklarıyım şimdiDüşün ki zaman geçti
Çok zaman geçti
Martılar öldü
Ve unutuldumVe ben hala esmer dudaklı bir yalnızlğın bel kemiğini seviyorum
Bunu anlamak hiç zor değil