İpi çözülmüş bir kederin kol düğmelerinden
kehribar renginde bir sancıyı anlattı sana şiirlerim.
Benim göğsümdeki yara da,
Kaç dikiş izi var bilemezsin.
İşte o yüzden bil istiyorum.
Şayet ölünce insan, kemikleri bile kırılıyor.
Hiçbir işe yaramıyor
yağmur öncesi , anlamını yitirmiş sabah uykularımda ki yaşanmışlıklar.
Ve bu mektup,
Kaç kızıllık sonrasında çözüldü gör diye geldim.
Ne yani
Gelmesemiydim?
Ve bu aşk,
Bir ayrık otu gibi kalbimde bir sakızdan bin baloncuklar çıkartırken
Akşam oluyor..
Ve hep aynı masalları dinliyorum.
İçinde başka bir çocuk ..