Nereye koyacağımı bilemiyorum, beni sıkıyor
Küçük, zavallı yüreğini yiyor sorunlar
Kan akıyor ağzından ve çok yavaş çiğniyor avını
Ateşten sıçrayarak gövdesi yanıyor.
Bu çok bilmiş insanın gölgesi güneşi örttükçe
Olmayacak sınırsız amaçlar uğruna,
Boş yere harcandıkça ateşi,
Gönül gözü açık sevdiğim öfkelenir
Bilir sonsuzdan kopan sevginin, bütünden kurtulduğunu
Bir atılışta kızgınlık ve kin saçarak
Her doğuşu engelleyen ölü varlığı kovalar
Kahramanca yalnızlığında,
Şaşmaz bir alev gibi yaşamla gerçek sarkacına tutunur.
Bereketle filizlenir bu tarlada sonsuzluk
Topraktan insan ve dost sevgisi doğar.
Şaşkınlığı yutar bütün dünyayı
Yalnız geceyi kendine, ölümlü genç bedenine adar.
Feracelerini kapatan dualarıyla
Güzel başak gözlerine ağıtlar yakmalıyım.
Tanrı iyi, topraksa iyiyse konuş artık çocuğum
Bütün çevreleri insan dalgalarına bırak.
Tüm ışıkları dağıt, yansın tütsüler
İlk erdem kavranacak nasıl olsa maddeye karşın
Kurtuluşun avuçlarındadır
Anlamaz beynin geçmişten başkasını
Yüreğin ancak gelecek için soluklanır.