Su içiyor bardağımdan
Karşımda tam karşımda duruyor
Açsam ağzımı
Benden önce o söylüyor
Yastığımda onun baş izi
Onun serinliği göğüs boşluğumda
Kullanılmamış bir ev gibi
Beni yenibaştan döşüyor
Diyelim ki küçük, yerleşik bir saat içimde
Kendi kendini durmadan kuruyor
Hiç kimse aslında
Bir yerlere gitmiyor
Bütün süreçlerinde
Bir yelken bezi gibi
Rüzgara karşı inip kalkarak
Suyunda dinleniyor
İşte bir ağaç yanlış iki dalıyla
Geceyle günü yine de karıştırıyor
Sonra bütün pencerelerde gökyüzü
Taş baskı gibi hiç değişmiyor
Ben ki bir çocuk kadar yalnızım
Böyle olsa ne çıkar
Bir çocuk bile yalnızlığında
Artık kendini kullanıyor.